




"Felsefe Dergisi kendisini formel ve içeriksel, teorik ve pratik, tümeli de tikeli de aynı zamanda kavrayan, her şeyi bir oluşum, var oluş ve yok oluş halinde kavrayan, nedensel-süreçsel-sonuçsal düşünen ve şimdiye dek geliştirilmiş en kapsamlı ve en gelişkin felsefe aracı olan büyük diyalektik felsefe geleneği içinde görüyor ve insanlığın içinde bulunduğu derin krizden dünyayı değiştirerek çıkış için gerekli olan yeni bir dünya tasarımının şekillenmesine bu perspektiften mütevazi bir katkı sunmak için yayın hayatına yeniden başlıyor."
"Felsefe Dergisi kendisini formel ve içeriksel, teorik ve pratik, tümeli de tikeli de aynı zamanda kavrayan, her şeyi bir oluşum, var oluş ve yok oluş halinde kavrayan, nedensel-süreçsel-sonuçsal düşünen ve şimdiye dek geliştirilmiş en kapsamlı ve en gelişkin felsefe aracı olan büyük diyalektik felsefe geleneği içinde görüyor ve insanlığın içinde bulunduğu derin krizden dünyayı değiştirerek çıkış için gerekli olan yeni bir dünya tasarımının şekillenmesine bu perspektiften mütevazi bir katkı sunmak için yayın hayatına yeniden başlıyor."
Dēmókritos (Δημόκριτος;M.Ö. 460-370) , Leúkippos (Λεύκιππος) ve Epíkouros (Ἐπίκουρος) ile beraber atom öğretisinin ve maddeci dünya tasarımının kurucusu olan bir Eskiçağ Yunan filozofudur. Ders kitaplarında Eskiçağ felsefe tarihi genellikle ünlü filozof kişiliklerin kronolojik olarak ve birkaç fragmandan oluşan düşüncelerinin sıkça aforizma biçimde sunumundan ibaretmiş gibi sunulur ve alımlanır. Fakat bu büyük bir yanılsamadır. Felsefe tarihi ne sadece kronolojiden ibarettir ne de yalnızca düşünce tarihine indirgenebilir. Felsefe tarihi bir sorunlar tarihidir ve bu sorunlara gözleme dayalı, akıl yürüterek, farklı düşünme denemeleri yaparak, en son bilimsel bilgiyi sorun bağlamında işleyerek çözüm üretme çabasının bir tarihidir. Bu bakımdan Hegelci anlamda felsefe tarihi felsefenin bir oluşum tarihidir denebilir. Felsefe tarihinde oluşum evreleri vardır. Bu evrelerde başlangıçlar, süreçler ve sonuçlar vardır ve süreçlerde uğraklar vardır. Felsefe tarihinde değişik evreleri anlamlı bir şekilde yorumlamanın koşulu, bu bakışı dikkate alarak filozofları ve düşüncelerini birbiriyle ilişkili olarak ele almaktır. Eskiçağ felsefesinin klasik dönemi, İyonya ve Elea karşıtlığından, Abdera uğrağından ve Atina sonucundan oluşmaktadır. Başlangıcında Thales, üstuğrağında Aristoteles ve başlangıç ile sonuç arasında olan yoğunluklu dolayımda Dēmókritos vardır. Bu bakımdan Dēmókritos düğüm noktasıdır denebilir. Ancak bu açıdan bakınca Eskiçağ felsefesine anlamlı bir yorum getirmek mümkün olabilir ve Dēmókritos’un felsefe tarihindeki önemi tam olarak anlaşılacaktır. Dēmókritos, Sokrates’in çağdaşı olmasına ve felsefesini ontolojiden, epistemolojiden ve ahlak felsefesinden oluşan bütünlüklü bir sistem olarak tasarlayıp ortaya koymuş olmasına karşın; Aristoteles’in İyonyalı filozofları “doğa filozofu” olarak tanımlamasından hareketle türetilen “Sokrates öncesi” kavramı çerçevesinde ele alınmaktadır. Oysa Dēmókritos’un felsefesinin asıl amacı ahlak felsefesini veya daha kapsamlı bir kavramla belirtecek olursak insanın yeryüzündeki ahlaklılığını temellendirmektir. Bu yazı çerçevesinde Dēmókritos’un atomcu-maddeci evren tasarımı onun ahlak felsefesinin ontolojik temellendirmesi olarak ortaya konacaktır.
"Felsefe Dergisi kendisini formel ve içeriksel, teorik ve pratik, tümeli de tikeli de aynı zamanda kavrayan, her şeyi bir oluşum, var oluş ve yok oluş halinde kavrayan, nedensel-süreçsel-sonuçsal düşünen ve şimdiye dek geliştirilmiş en kapsamlı ve en gelişkin felsefe aracı olan büyük diyalektik felsefe geleneği içinde görüyor ve insanlığın içinde bulunduğu derin krizden dünyayı değiştirerek çıkış için gerekli olan yeni bir dünya tasarımının şekillenmesine bu perspektiften mütevazi bir katkı sunmak için yayın hayatına yeniden başlıyor."
Dēmókritos (Δημόκριτος; M.Ö. 460-370) , Leúkippos (Λεύκιππος) ve Epíkouros (Ἐπίκουρος) ile beraber atom öğretisinin ve maddeci dünya tasarımının kurucusu olan bir Eskiçağ Yunan filozofudur. Ders kitaplarında Eskiçağ felsefe tarihi genellikle ünlü filozof kişiliklerin kronolojik olarak ve birkaç fragmandan oluşan düşüncelerinin sıkça aforizma biçimde sunumundan ibaretmiş gibi sunulur ve alımlanır. Fakat bu büyük bir yanılsamadır. Felsefe tarihi ne sadece kronolojiden ibarettir ne de yalnızca düşünce tarihine indirgenebilir. Felsefe tarihi bir sorunlar tarihidir ve bu sorunlara gözleme dayalı, akıl yürüterek, farklı düşünme denemeleri yaparak, en son bilimsel bilgiyi sorun bağlamında işleyerek çözüm üretme çabasının bir tarihidir. Bu bakımdan Hegelci anlamda felsefe tarihi felsefenin bir oluşum tarihidir denebilir. Felsefe tarihinde oluşum evreleri vardır. Bu evrelerde başlangıçlar, süreçler ve sonuçlar vardır ve süreçlerde uğraklar vardır. Felsefe tarihinde değişik evreleri anlamlı bir şekilde yorumlamanın koşulu, bu bakışı dikkate alarak filozofları ve düşüncelerini birbiriyle ilişkili olarak ele almaktır. Eskiçağ felsefesinin klasik dönemi, İyonya ve Elea karşıtlığından, Abdera uğrağından ve Atina sonucundan oluşmaktadır. Başlangıcında Thales, üstuğrağında Aristoteles ve başlangıç ile sonuç arasında olan yoğunluklu dolayımda Dēmókritos vardır. Bu bakımdan Dēmókritos düğüm noktasıdır denebilir. Ancak bu açıdan bakınca Eskiçağ felsefesine anlamlı bir yorum getirmek mümkün olabilir ve Dēmókritos’un felsefe tarihindeki önemi tam olarak anlaşılacaktır. Dēmókritos, Sokrates’in çağdaşı olmasına ve felsefesini ontolojiden, epistemolojiden ve ahlak felsefesinden oluşan bütünlüklü bir sistem olarak tasarlayıp ortaya koymuş olmasına karşın; Aristoteles’in İyonyalı filozofları “doğa filozofu” olarak tanımlamasından hareketle türetilen “Sokrates öncesi” kavramı çerçevesinde ele alınmaktadır. Oysa Dēmókritos’un felsefesinin asıl amacı ahlak felsefesini veya daha kapsamlı bir kavramla belirtecek olursak insanın yeryüzündeki ahlaklılığını temellendirmektir. Bu yazı çerçevesinde Dēmókritos’un atomcu-maddeci evren tasarımı onun ahlak felsefesinin ontolojik temellendirmesi olarak ortaya konacaktır.
Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe Düşünce ve Felsefe
Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe Din ve Felsefe
Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe Diyalektik düşünce ve Felsefe